Pazar günü gazetesinin ekindeki
zor bulmacayı çözmek gibi Ceset’ i izlemek. Ve film sona erdiğinde aynı
bulmacayı bitirmenin vermiş olduğu hazzı tadabilmek.
Mayka’ nın sırlı ölümünün
ardından aynı gece morgdan cesedi kaybolur. Dedektif ve ekibi, Mayka’ nın eşi
bu geceyi sırları çözmek ve cesedi bulmak için morgda geçireceklerdir.
Senaryoda gizem ana merkezde yer alıyor. Filmin ilk dakikasından son dakikasına
kadar da bu gizem, izleyiciyi pür dikkat filme odaklanmasını sağlıyor ve o
çizgiden hiç aşağı inmiyor. Film ilerledikçe yeni bir sır ortaya çıkıyor,
ardından bir ipucu beliriyor sonra flashbacklerle açıklama yapıyor ve tekrar
sır kendini gösteriyor. Bu formül filmin sonuna kadar saat gibi işliyor,
finalde de güzel ve tatmin edici bir şekilde sonlanıyor.

Filmin altında yatan intikam
olgusu, Olboy ile paralelliğe sahip. Oldboy bittiğinde kendime sormuştum: Bir
insan bunca zamana yayılan bir kine nasıl sahip olabilir? Bu soruya cevabımı Oriol
Paulo vermiş oldu. Yönetmenin ilk filmi olmasına rağmen gayet başarılı bir
filme imza atmış diyebilirim. İspanyol yönetmen daha önce Julia’ nın Gözleri
filminin senaristliğini üstlenmiş. Filmin oyuncu kadrosunu açıkçası tanımıyorum
fakat ana karakterlerin hepsi kendilerinden gösterilmesi gereken performansı
gösterdiğine inanıyorum keza hikâyenin hiç sarkmadan hızlı akmasının
nedenlerinden biri de iyi oyunculuklar.
Ceset, İspanya' dan gelen Avrupa sinemasının son
dönemde polisiye-gerilim türündeki en iyi örneklerinden biri. Akıcı bir hikaye,
devamlı aktif düşünmeye iten yapı ve sürpriz finaliyle benim için sezonun en
iyi filmlerinden biri. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim, özellikle
Hollywood dışından bir yapım olmasından dolayı. İyi seyirler…
Yorumlar