
Luc Besson’ un hem
yönetmenliğini hem de senaristliğini üstlendiği son filmi “Lucy” de, bilim-kurgu
ve aksiyon dolu bir hikaye ile yönetmen, yaradılışı kendi bakış açısıyla anlatmaya çalışıyor.
Kendi halinde bir öğrenci olan
Lucy, şanssızlığı sonucu mafyanın eline düşer ve karnına konan uyuşturucu paketi
ile kaçakçı olur fakat bu maddenin içinde patlamasıyla olağanüstü güçler elde
eder. Genel görüş %10 olan insan beyninin kullanım kapasitesinin %100 e
çıktığında ne olur, sorusu hikayenin çıkış noktasını oluşturuyor. %100 e ulaşan
beyin neler yapabilir, sorusuna ise cevaplar arıyor.
Filmindeki aksiyon sahneleri
Besson’ dan beklediğimiz üzere adrenalinin çokça salgılandığı, üzerinde oldukça
uğraşılmış sahneler olarak göze çarpıyor. Filmin yarısından sonra ise alt metin
hikayenin önüne geçiyor ve basit olan senaryonun gücü oldukça zayıflıyor. Gücünü
fikrinden alan filmin oyunculukları da ortalama düzeyde. Başrollerde Scarlett
Johansson, Morgan Freeman, Choi Min-sik ve Amr Wacked oynuyor.
Filmi tümüyle
değerlendirdiğimde Darwinist bir düşünce yapısının filme hakim olduğunu
söyleyebilirim (Gerçi bazı yazarlar bunun bir hiciv olduğunu düşünüyor). Ana
maddenin (CPH4) patlamasıyla Lucy’ nin beynini kullanma kapasitesi de artmaya
başlıyor, algısı artıyor, gerçekliğin ötesine ulaşmaya başlıyor. Nitekim en
tepeye yaklaştıkça artık zaman ve mekanı kontrol edebilecek hale geliyor ve
zamanda geriye gitmeye başlıyor. Filmin başında gördüğümüz ve dayanağı, evrim
teorisine göre ilk insan figürü olan maymuna geçiyor, oradan yine başka bir
teori olan Big-Bang (Büyük Patlama), daha sonra hücrelere ve en son hücrelerin
birleşmesiyle tek bir hücreye varıyoruz. Böylece %100 e ulaşan Lucy, artık
bedenen bu sanal gerçeklikten kurtuluyor ve telefona gelen mesajda yazdığı gibi
“I’m everywhere – Her yerdeyim”, diyor. Bu şekilde Besson, Lucy’ e Tanrılığı
veriyor. Filmin bir noktasında müzede yer alan bir maymunun ilk kadın olduğu ve
isminin Lucy olduğu geçiyordu, aynı şekilde yönetmenimizin isminin Luc olduğunu
göz önüne alırsak kendisinin de ilk erkek olduğunu düşündürerek evrim teorisini
kabul ediyor olabilir mi?

Son cümle olarak, basit bir
aksiyon filmi olabilecekken ele aldığı fikir ile keyifle ve dikkatle
izlenebilen, düşünce olarak çatışmalara yol açsa da bakış açınızla
sindirebileceğiniz, kısa süresi ile de sıkmayan bir yapım.
Yorumlar