
Andrew, üniversite birinci sınıf öğrencisidir ve bateri çalma konusunda en iyi olma arzusu içindedir. Bu yolda ilerlemek için her şeyi göze alır. Fletcher, dominant ve disiplinli, üniversitenin orkestra şefidir. İkisinin yolları kesişir ve bu yolda bir savaş yaşanacaktır.
Whiplash ismini ve afişini ilk
gördüğümde güzel bir film izleyeceğimi hissetmiştim. Sonuçta afişte koskocaman
bir bateri vardı. Hatta filmin rock-metal müzikle de alakası var mıdır diye
düşünürken jazz ile ilgili olduğunu öğrendim. Biraz şevkim kırılsa da filme
karşı beklentim değişmedi ve izledikten sonra güzel bir filmin ötesinde her
öğesi ile dopdolu bir filmle karşılaştım.
Filmin söylemlerinden birini
filmde geçen bir replikle belirteyim. “There are no two words in the
english language more harmful than good job.” – “İngilizce’ de aferin kelimesinden
daha zararlı bir kelime yoktur.” Bir kişinin başarısının devam etmesi için onu
pohpohlar mısınız yoksa başarısını önemsemez misiniz? Fletcher’ a göre, insanın
başarısı kişinin kendini zorlamasında uçlara kadar götürmesinde yatıyor. İnsan
kendi sınırlarını aştığında ancak başarıya, mükemmeliyete ulaşır. Bir aferin
lafı, bu yolda en büyük engeldir. Andrew ve Fletcher bu bakımdan benzer bir
yapıya sahip. Her ikisi de başarı istiyor fakat biri bu yolun başında her
şeyden vazgeçecek kadar istekli, diğeri doğru kişiyi bulabilmek adına son
derece acımasız ama ikisi de oldukça hırslı.
Filmin bu söylemini gördükten
sonra aklıma Animatrix’ in “World Record (Dünya Rekoru)” bölümü geldi. İnsan
kendini, normali aştığında ne olur? sorusuna verilen cevabın tezahürünü
gösteriyordu. İnsan hakikat yolunda ilerlerken de aynı sorunsalla karşı karşıya.
Ancak nefsini aşabilirse başarıya, hakikate ulaşabilir. Nefs ise bu yolda en
büyük engel. İnsanın kibre düşmesi, yaptığını beğenmesi ya da bir aferin alması
bu yoldan çıkması demektir.
Filmin son onbeş dakikası
aslında bir nevi filmin söyleminin özeti şeklinde geçiyor. Yönetmen diyaloga
gerek duymadan görüntüyle her şeyi anlatıyor ki bu muazzam bir yönetmenlik
becerisi izliyoruz. Tabi ki bazı noktalarda eksiklikler var. Filmin sonlarında
tercih edilen kamera hareketlerinin yerine alternatif tercihler kullanılsa daha
etkili olurmuş. Whiplash kelimesini Türkçe’ ye omurga incinmesi olarak da çevirebiliriz.
Adeta finali seyrederken yorulduğunuzu, kendinizi kastığınızı, sırtınıza bir
ağırlık çöküp omurganızın incindiğini hissedebilirsiniz.

Birçok türü de içinde
barındıran Whiplash, bir başarı öyküsünden çok daha fazlasını içinde
barındırıyor. Şimdiden 2015 yılının en iyi ilk beş filminden biri oldu. Filmin müziklerine Linkten ulaşabilirsiniz. Muhakkak izlemenizi tavsiye ederim.
Yorumlar